in ,

Kontrol Edemedi̇ği̇mi̇z Şeyleri̇ Bırakmayı Öğrenmek

Bir çoğumuz kontrol edemediğimiz şeyleri bırakmayı çok zor buluruz. 

Çoğumuz sevdiğimiz şeyleri bırakmak istemiyoruz. Bu yüzden zorla götürülünceye kadar devam ediyoruz. Farkına varamayacağımız şey, dayanmanın hayatımıza zarar verebileceğidir.

Kontrol edemediğimiz şeylere bağlı kalmak bize büyük bir stres ve mutsuzluk verebilir. Ayrıca geçmişte sıkışıp kalmamızı ve hayatlarımızı özgürce yaşamamızı engeller.

Mutlu ve özgür olmak istiyorsak, bırakmayı öğrenmeliyiz.

Bu yazıda, gitmesine izin vermenin gerçekten ne anlama geldiğini, neden bu kadar zor olduğunu ve kontrol edemediğiniz şeyleri bırakarak hayatınızın nasıl olumlu yönde değişeceğini inceleyeceğiz. Ardından, daha kolay ve daha doyurucu bir hayat yaşayabilmeniz için sizinle daha fazla ipucu paylaşacağız.

Bırakmak Gerçekten Ne Anlama Geliyor?

Sık sık bize sorun yarattığı için, kontrol edemediğimiz bir şeyi bırakmamız gerektiğini duyuyoruz. Ancak, izin vermek gerçekten ne anlama geliyor? Bunu anlamak için, ilk etapta neden bağlandığımızı anlamamız gerekir.

Bağlanma, istediğimiz veya ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüz bir şeye zihinsel ve duygusal bir sabitlemedir. İnsanlara, fikirlere, değerlere veya maddi varlıklara bağlıyız. Onlara bağlı olmamızın nedeni onları kaybetmekten korkuyor olmamızdır. Onları kaybettiğimizde mutsuz olacağımızı düşünürüz, hatta hayatta kalamayacağımızı bile düşünebiliriz.

İnsanlar genelde duygusal doyumu, mutlulukla karıştırırlar. İkisi aynı şey değildir. Gerçek mutluluk duygusal doyum değil acı çekmek konusunda özgür olmaktır. Fakat toplum bize, zevk veren bir şeyi elde ettiğimizde, mutlu olacağımızı öğretir.

Mutluluk bulmaya yönelik bu yaklaşımın sorunu, duygularımızın doğası gereği geçici olmasıdır. Yeni bir otomobil eskidiğinde olan şey, memnuniyetimizin azalmasıdır.

Acımızdan nasıl özgürlük bulacağımızı öğrenene kadar, bize zevk veya duygusal doyum getiren şeylere bağlanmaya devam edeceğiz.

Yani, bırakmak, duygulara veya nesnelere olan fikrimizi serbest bırakmak demektir. Bu, mutlaka onları kaybedeceğimiz anlamına gelmez. Dünyada hayatta kalmak için ihtiyacımız olan şeyleri alacağımız ve belki de mutlu olacağımız konusunda yeterince inancımız olduğu anlamına gelir.

Bırakmak Neden Bu Kadar Zor?

Gitmenizin bu kadar zor olmasının nedenleri vardır. Bunlardan biri dayanarak romantikleşmemiz. Edebiyatımızda, müzik, sanat ve filmlerimizde romantikleştiriyoruz. Sevdiğimiz birine tutunmakla ilgili romantik bir sürü şey var. O kişiye olan sevgiyi sonsuza dek hissetmek istiyoruz.

Korku bırakmayı zorlaştırır. Mutluluğumuz için bağımlı olduğumuz bir şeyi kaybedersek bize olacaklardan korkuyoruz. Bu yüzden elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.

Dayanmak da bir alışkanlık. Davranışlarımız o kadar derinlemesine yerleşmiştir ki, farkında olmadan bir şeylere dayanırız. Ayrıca, kendimize bakmaktan korkuyoruz çünkü gördüğümüzü beğenmeyebiliriz.

Bırakmanın bu kadar zor olmasının bir başka nedeni de; öz kimliğimizin sahip olduğumuz şeylerle ilişkili olması. Güzel bir aile, ev, araba ve diğer maddi varlıklar kim olduğumuza dair bir imaj yansıtır. Öz kimliğimiz aynı zamanda fikirlerimizle ve değerlerimizle de ilişkilidir.

Bazılarımız drama bağımlısıyız. Dramaları yaşamaktan zevk alırız. Olumlu duyguları kesinlikle seviyoruz. Ancak olumsuz duygular bazen dikkat çekici gelebilir, bu da bize zevk getirir. Bu duygular aynı zamanda kimliğimizin bir parçası olabilir. 

Kontrol Yanılsaması

Nesnelere veya duygulara bağlılığımızla iç içe olan, kontrol yanılsamasıdır. Sık sık tüm maddi şeyleri ve koşulları doğru yaparsak mutlu olacağımıza inanıyoruz. Bu yüzden insanları ve koşulları istediğimiz şekle getirmek için manipüle etmeye çalışıyoruz.

Bu düşünce biçimindeki sorun, her şeyin süreksiz olmasıdır. Hiçbir şey aynı kalmaz. Sevdiğimiz şeylere bağlı kalırız ve bu şekilde kalmalarını bekleriz. Bu her zaman hayal kırıklığına yol açar.

Gerçekte, üzerinde kontrol sahibi olduğumuz tek şey kendimizdir. Ama biz kendimiz değil, başka insanlar üzerinde kontrolümüz var gibi davranıyoruz.

Bırakmayı Öğrenmenin Yararları

Peki neden bırakmayı öğrenmeliyiz? Bunun nedenleri arasında özgürlük, daha iyi ilişkiler ve kişisel gelişim vardır.

Özgürlük

Bırakmak özgürlüğe yer açar. Bırakmayı öğrendiğimizde, bizi geride tutan acı ve ıstırap kaynaklarından sıyrılıp özgür olabiliriz.

Genellikle bize hizmet etmeyen, sağlıksız ilişkiler gibi şeylere bağlı kalıyoruz. Belki ilk zamanlar, ilişkimiz bize iyi geliyordu, ama insanlar zamanla değişiyorlar. Bir ilişki artık bize faydadan çok zarar verdiğinde, dayanmamalı, ilişkiden kopmalıyız.

Sağlıklı bir ilişki, her iki partnerin de özgürlüğüne sahip olduğu ilişki türüdür. Eşlerine çok sıkı tutunanlar özgür olmalarına izin vermezler. Onları boğarlar ve ideal partnerleri haline getirmeye çalışırlar.

Daha İyi İlişkiler

Partnerimizi özgür bırakmamız, bizi terk edecekleri anlamına gelmez. Sadece onların olmak istedikleri bir insan olmalarına izin veriyoruz. Partnerimizi olduğu gibi sevmeliyiz, değiştirerek değil.

Bırakmayı öğrendiğimizde, hayatımıza daha sağlıklı insanlar çekeceğiz. Çünkü sağlıklı düşünen insanlar, onları boğacak birinin etrafında olmasını istemezler.

Kişisel Gelişimin Sürdürülmesi

Bir şeye tutunursak, ilerleyemeyiz. Bize mutluluk getirdiğini düşündüğümüz bir şeye tutunursak duygusal olarak büyüyemeyiz. Etrafınızdaki şeylere tutunmaya devam ederseniz, geçmişte takılı kalacaksınız çünkü durumların veya nesnelerin değişmesi kaçınılmazdır.

Bırakmayı öğrendikçe, benlik saygınız ve özgüveniniz artacaktır. İhtiyacınız olduğunu düşündüğünüz şeyleri bıraktıktan sonra hayatınızın son bulmayacağını fark ettiğinizde, sizin için sağlıklı bir yaşam başlayacak.

Bırakmayı Öğrenmek İçin 5 İpucu

Bırakmayı öğrenmek düşündüğünüz kadar zor değil. Ama biraz cesaret ve kararlılık gerekiyor. İşte size yardımcı olacak bir kaç ipucu.

1. Başkalarını Suçlamayı Bırak

Talihsizliklerimiz için sık sık başkalarını suçlarız. Bu gibi durumlarda, başkalarının adaletsizliklerinin kurbanı olduğumuzu düşünüyoruz. Durum böyle dahi olsa, başkalarının bize verdiği zararı onarmasını bekleyerek hayatımızı boşa harcayamayız.

Mutluluğumuz için sorumluluk almak bize bağlıdır. Başkalarının sizi düzeltmesini beklemeyin. Hayatınızı yaşamaya başlamadan önce onların hareket etmesini beklemeyin. Bu boşa zaman kaybı olacak.

2. Bırakmaya Karar Verin

Bir keresinde, birinin karar verdikten sonra sigarayı bırakmanın ne kadar kolay olduğunu söylediğini duydum. Sık sık hayatımızdaki bir şeyi değiştirmek istediğimizi söyleriz, ama gönülsüz bir çaba gösteririz.

Hayatınızda gerçekten bir değişiklik yapmak istiyorsanız, o zaman ciddiye almalısınız ve bu, bunu yapmaya karar vermekle başlar. 

Bu kararı yazılı olarak vermeniz yardımcı olacaktır. “________ ‘yı bırakmaya karar verdim. Buna bağlı kalmanın büyümemi ve mutlu olmamı engellediğinin farkındayım. ” Alacağınız avantajlardan daha fazlasını ve hayatınızdaki yeni bir bölümü nasıl beklediğinizi listeleyerek bunu genişletebilirsiniz.

Karar beyanınızı yazdıktan sonra, çıktısını alın ve her gün görebileceğiniz bir yere asın. Ayrıca, geri dönmeyeceğinizden emin olana kadar günde bir kez düzenli olarak yazın. Bu onu bilinçaltınızda köklendirecek ve yeni davranış doğal olarak kendini göstermeye başlayacaktır.

3. İyi Olacağınıza Güvenin

Bir şeylere tutunmamızın nedenlerinden biri, hayatta kalmak için onlara ihtiyacımız olduğunu düşünmemizdir. Unutmayın, bırakmak bir şey üzerindeki zihinsel ve duygusal takılmalarımızın serbest bırakılmasıdır. Bu fiziksel bir izin değildir. Bazen, fiziksel olarak gitmiş olan şeylere de tutunuruz.

Eğer bir şey fiziksel olarak gitmişse ve hala bu makaleyi okuyorsanız, ölmemişsiniz demektir. Yani, serbest bırakmak sizi öldürmeyecek. Hayatınızı bu duygusal bağdan arınmış bir şekilde yaşamalısınız.

İyi olacağınıza güvenin. Gerekirse, bir arkadaşınızdan destek alın. Deneyiminiz benzersiz değil. Diğer birçok insan aynı deneyimi yaşadı ve hayatta kaldı.

4. Dersi Öğrenin ve Devam Edin

Bir şeyi bırakmakta zorlanıyorsanız, kendinize “bu deneyimden ne öğrenebilirim?” diye sorun.

Yaşam, bize önemli dersler vermeyi amaçlayan bir dizi deneyimdir. Bir şeyi bırakmayı reddettiğimizde, bunun nedeni yaşamın bize öğretmeye çalıştığını görmeyi reddetmektir.

5. Meditasyon

Meditasyon hemen hemen her durumu daha iyi hale getirebilir. Bu durumda, duygularımızı sakinleştirmemize, netlik kazanmamıza ve bırakmamız için içsel gücü kavramamıza yardımcı olabilir. Hayatımızdaki şeyler kontrolden çıktığında sakin ve pozitif kalmamıza yardımcı olur.

Meditasyon yaptığımızda, zihnimize hayatımızdaki tüm duyusal uyarımdan bir mola almış oluyoruz. Çok fazla duyusal uyarım, ezici duygulara yol açan ajite bir akla yol açar. Bu nedenle, düşüncelerimizi meditasyon yoluyla sakinleştirerek, acı verici duygularımızı tetikleyen düşünceleri azaltmış oluruz.

Zihnimizi sakinleştirdiğimizde, her şey doğal olarak daha net hale gelir. Aklımızdaki gereksiz düşünce sayısı ne kadar az olursa, düşünceleri işlemek o kadar kolay olur. Zihnimiz sakin olduğunda, bizim için önemli konularda netlik kazanmak çok daha kolaydır.

Duygularımızı sakinleştirdikçe ve netlik kazandıkça, büyük bir iç güç geliştiririz. Bu, bilgelik, benlik saygısı ve kendine güven geliştirmemizi sağlar. Ve bu içsel güç, hayatımızdaki sağlıksız şeyleri bırakmamıza yardımcı olur.

Meditasyonu deneyin. Bunu mükemmel bir şekilde ya da uzun süre yapmak zorunda değilsiniz. Tek yapmanız gereken nefesinizi takip ederek birkaç dakika sessizce oturmak. Bu zihninizi dinlendirir ve düşüncelerinizin doğal olarak yerleşmesini sağlar.

Son düşünceler

Kişisel deneyimlerimden, bırakmanın gerçekten zor ve hatta korkutucu olabileceğini biliyorum. Ama, bu dünyada olduğum 50 yıldan fazla bir süre boyunca, hayatta kalmam gerektiğini düşündüğüm birçok şeyi bıraktım, ama hala yaşıyorum. Aslında oldukça mutluyum.

Bırakmayı öğrendim, sen de bırakabilirsin. Zamanla deneyim ile kolaylaşacaktır. Bir şeyleri bırakmanın ve kemerinizin altında birkaç başarı elde etmenin sizi ne kadar özgürleştirilebileceğini anladıktan sonra, bir şeyin size büyük zarar vermesine izin vermeden önce bırakıyor olacaksınız.

Zamanla, bırakmanın ötesine geçebilecek, duygulara ve nesnelere bağlanamayacaksınız. Bu olduğunda, özgürlüğün gerçek anlamını anlayacaksınız.

Puan Ver

Yazar Berrin ÖZ

Psikolojik Uzman yazar, Morpencere morpencere haberleri kuruluşunda genel yayın yönetmeni ve editör olarak görev almaktadır. Sağlık ve Yaşam konularında meraklı yazar, bilgi ve deneyimini morpencere.com okurları ile paylaşıyor. Yazar 28 yaşında ve evli.
Mail: berrin.oz@morpencere.com

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Loading…

0

Comments

0 comments